Abd’de Kırgız Koyunlarının Genetiğiyle Oynayan Kişiye 5 Yıl Hapis İstemi
80 yaşındaki Arthur Schubarth, ABD’de nesli tükenmekte olan hibrit koyunlar üreterek yasaları ihlal ediyor; bu durum vahşi yaşamın sömürülmesinin karanlık yüzünü gözler önüne seriyor.
Bir bilim kurgu hikayesini andıran gerçek olaylar zinciri, ABD’de Arthur Schubarth isimli 80 yaşındaki bir adamın, nesli tükenmekte olan hayvanların genetik materyallerini kullanarak devasa hibrit koyunlar üretmesi ve bu canlıları av çiftliklerine satma girişimiyle başlar. Bu macera, hem etik soruları gündeme getiriyor hem de Schubarth’ı vahşi yaşam suçlarıyla karşı karşıya bırakıyor.
Kaçak Yollarla Genetik Materyal Getirdi
Schubarth, dünyanın en büyük koyun türünün genetik materyallerini Kırgızistan’dan ABD’ye kaçak yollarla getirdi. Bu materyalleri kullanarak klonlanmış embriyolar oluşturdu ve bunları Montana’daki çiftliğindeki koyunlara yerleştirdi. Bu bilimsel deneyin sonucunda, 135 kilogram ağırlığında ve 1,5 metre uzunluğunda boynuzlara sahip, nesli tükenmekte olan Marco Polo Argali türünden genetik olarak saf bir koyun dünyaya geldi.
Schubarth’ın planları burada bitmedi. Elde ettiği bu dev koyunlardan alınan spermi kullanarak, farklı koyun türlerini dölleyerek daha da büyük koyunlar üretmeyi amaçladı. Amacı, bu devasa canlıları avlanmak üzere müşterilerin para ödediği, ve daha büyük hayvanların daha fazla para getirdiği konserve av çiftliklerine satmaktı.
Konserve Av Nedir?
Konserve av, vahşi hayvanların kapalı alanlarda yetiştirilip sonra avlanması işlemidir. Bu, adil avlanma şansını ortadan kaldıran ve hayvan hakları açısından tartışmalı bir uygulamadır. Bu durum, etik ve doğa koruma sorunlarını beraberinde getiriyor.
Bu skandal, Adalet Bakanlığı’nın Çevre ve Doğal Kaynaklar Birimi’nin dikkatini çekti. Başsavcı Yardımcısı Todd Kim, Schubarth’ın eylemlerini, yasalara ve doğanın dengesine karşı yapılmış küstah bir hamle olarak değerlendirdi. Kim, bu eylemlerin, yerli hayvan popülasyonlarını koruma amacı taşıyan uluslararası hukuku ve Lacey Yasası‘nı ihlal ettiğini vurguladı.
Lacey Yasası Nedir?
Lacey Yasası, 1900 yılında yürürlüğe giren ve daha sonra güncellenen, yasadışı yollardan elde edilen hayvan ve bitkilerin ticaretini yasaklayan bir yasadır. Bu yasa, doğal kaynakların korunmasını ve sürdürülebilirliğini sağlamak için önemli bir araçtır.
Eğer mahkeme Schubarth’ı suçlu bulursa, onu beş yıla kadar hapis ve 250 bin dolar para cezası bekliyor. Bu, Schubarth gibi yasalara meydan okuyan kişilere, doğal düzenle oynamanın ve koruma yasalarını ihlal etmenin ciddi sonuçları olabileceği konusunda güçlü bir uyarı niteliğinde.
Schubarth’ın hikayesi, vahşi yaşamın korunması ve etik avlanma konularında önemli soruları gündeme getiriyor. Bu olay, biyoteknolojik gelişmelerin ve insan müdahalesinin doğal dünya üzerindeki potansiyel etkilerini yeniden değerlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Sonuç olarak, bu tür faaliyetlerin doğa üzerindeki uzun vadeli etkileri, toplumun ve yasaların bu tür girişimlere nasıl yanıt vereceği üzerine ciddi düşünce ve tartışmaları gerektiriyor.